ağlayış mırıltısı

Ben senin yalnızlıktan korktuğun her an için sığındığın bir liman değilim. 
İncelerek uzaklaşan dumanları kendinden uzaklaştırarak söylemişti bunu
bu detayın neden önemli olduğunu yıllardır bilmiyorum.
onun gerçekliği ile tanışmadan öncesini hatırlamak istedim 
o balkon köşesinde soğuktan titriyorken ellerim sokak lambasının hareketsizliğimi bahane ederek sönüşünü bekledim
hatırlamak istediğim şeyin ne olduğunu bile bilmiyordum oysa 

onun döngüsü bitmişti

varlığını hayal etmiş 

gerçekliğine ulaşmış nihayetinde yokluğunun hayaliyle sonlandırmıştım tiyatral gösterisini...

kendimi özlüyorum, 

rüzgara kapılıp gitmek istediğim zamanlarımı 

insanın defterlerini özenli kullanması gerekiyor hissi ellerime bir baskı oluşturuyor

bir şeylerin dengesini öğrendim diye her şeyin dengesini kurmaya çalışıyorum

olması gereken şeyleri 

olası gelmeyen zamanlarda deniyorum nitekim

içimdeki  umut 

ve giderek azalan neşeyi 

uyandırmak ve filizlendirmek için

bir kez daha ve tekraren

yaşamak için

içimdeki acının kendine ait yolunu bulup gitmesini bekliyorum





ahdımdır ki
bu kör sokağın karanlığı da
sana çıkmazsa eğer
boynuma astığım bu kızıl hüznü yakarım
ben ki artık
siyahlara boyanmış
keçe kaplı bir örtüden başka bir şey olamadım 

sana uzanmaktan bitap düşmüş bu şehirde
yağmurun ıslaklığıyla kavrulan o dik yokuş gibi
özleminden başka bir şey yok
yırtık ellerimde
soluk ve ihanete uğramış
şu aynadaki boş gözlerde
öyle olsun
biz yine yakalım
bütün limanları
elbet bir gün diyerek gene gözlerimizi kapatalım
yeşillere kurban edilip.

Yorumlar

Popüler Yayınlar