bir derin nefes
Ardından bir tabur da gitti
İçimde mazur görülmüş birkaç parça iyilikle beraber
Yüreğime hasım bellemedim ancak
Dünyanın yükünü garip omuzlarda taşıtmışlar
Sana denk geliyorum
Bir rafta tozlu kitapları ayırırken değil
Alelade bir sohbetin tam ortasında
Sessizliğinde saklanmış burjuvazi gurur
İçimdeki çocuğu korkutuyor
Nedir bitmek bilmeyen savaşın
Sorsan da bilemezdin
Gam yükünü sen almadın ki omzuna
Yerlere dökesin
Ne yaslanacak duvarın
Ne dökülecek kanın
Hikayenin düğümünde
mutsuzluğa bir nefes
Öyle keşmekeş
Kaldın şehir yataklarında
Hangi uykuya
Hangi sevdaya
Veya çamura
Daldığını bilmeden
Gözlerini kaçırıyorsun
Yalnızca benden değil ki
Eni konu etrafından
Hatta diyebilirim ki
İnsanlıktan
Bir sokak kedisine gösterdiğin sevgiyi
Tüm insanlıktan
Özenle
Ve naftalin kokulu bezlerle
İtina ile
Ve hırs ile
Kaçındırmanda
Bir derin anlam aramamaktayım
Karanlıklar peşi sıra yer arıyorken
Hayatlarımıza musallat olmaya
yaz meyvelerinin akılda kalan
Ancak ıslak tabaklarda yeri olmayan tadını
Hiç çıkartmayacağım kabuslarımdan
Günbatımı sahili ve sen
Dalgaların körpe kayalıklarla hesaplaşması
Rüzgarın saçlarınla
Dağıldıkça dağıtan
Dağıldıkça sevdalar saçan
Sevdalara yol açan
Bir kabusun kurtarıcısı
Güneşler öldüren gözlerin
Ressamların yalnızca paletlerinde yer bulacak göz bebeklerin
Günbatımı sahilinde telaşına yer bulamayan ellerin ve telaşınla kırpılan kalbim
Sevdikçe sevesi geliyor insanlığımın
Bu sevdalar dehlizinden bakınca
Gülümseten hatıralarla boyamış
ipekli anlatışların
Sanki limanların hesabı kesilmemiş gibi
Yalnızca yaşatmak için
veya Güzelliği hatırlatmak kudretiyle
Bakışların
Bir kahverenginin mavilikleri esir alışı
Şehirleri ve kaldırımsız nefretleri
Yerle yeksan edişi
Ciğerlerime batan yürüyüşler
Kaybolan ayak izleri
Anımsanacak korkular da
Bir öğlen uykusunda bulmaz değil mi bizi ?
Ah tekrar bulabilsem
Biraz nefes alabilsem
içinde gurur geçmeyen
İçinde kendini tekrar etmeyen
Bir adım atabilsem
Bir kez daha deneyebilsem
Sanki ilk defa şansımı deniyormus gibi
Yaşımı yaşadıklarıma saymadan
Bakabilsem sokağa
Kirlenmiş ölü evlerine
Yıkılmış birlikteliklere
Yeniden de sever miyiz gerçekten
Aciziyetimizle kaybolup
Unutulmak ne kelime
Silinir miyiz hatıralardan dahi ?
Eni konu bu kadarmış diyerekten
İnce ve soğuk parmaklarla
İşaretlere yer olur mu nefessiz kalışlarımız ?
Günbatımı sahili ve sen
Yasaklarımın çerçevesini
Ben çizebilecek miyim acaba
Senden ve sevdiklerimden başka
Bir korku yaşayacak mıyım
Gecelerin soğuk taraflarına yaslanarak
Tedirgin bir uykuyla
Sabahı karşılarken
Senden ayrı
Gayrısına hakim olduğum bir nefes
Almak.
Olmak ve istemek
Edimine nazır serzeniş
Kutu gibi evlerin tatlı telaşı
Bencileyin dertler
Benliksiz düşünceler..
Var idim demek
Var oluşlarda kaybolmak
Süzülmekle savrulmanın
İnce tatlı ayırımlarına dahil olmak
Çokça yemek ve ekmeksiz yaşamak.
Günbatımı sahili ve sen
Bir meyhane gürültüsünde bulmak seni
Sarhoş sesleri sen sanmak
Sevdaya düştüm diyebilmek
Ellerinin tatlı telaşına ortak olmak
" Çok şey istedin şair"
Bilirim efendiler
Gecenin önüme çektiği setleri
Bilmeden seçtiğim yolların
Engebeli virajlarında kayboluyorum.
Bir yol bulma telaşı değil bu
Patikalarda tabansız yürümek arzusu
Biliniz.

.jpg)
.jpg)
.jpg)
Yorumlar
Yorum Gönder