9-10. Parça
Canımın bu kadar yanacağını bilmiyordum
Yaşımın bir noktadan sonra önemsiz bir detaya dönüşeceğini zannederek ne kadar da yanılmışım.
Duygularımı, hislerimi tekrardan yaşamanın iliklerime kadar beni naçiz bırakacağını bilmiyordum.
Şimdi bir duvar kenarında parkenin üstünde gezinen kıvıl kıvıl böcekleri yağmurlu gözlerle izlerken,
uzun süredir belki de ilk defa nefes alıyordum
Bir kadeh viskinin boğazı yakarak ve ardında bıraktığı her yeri temizleyerek inişi gibi geliyordu nefes ciğerlerime
Her alışverişimde ciğerlerim tekrar ve tekrar yanıyor
Bana ise sadece seyirci kalmak düşüyordu
Biriktirerek yaşamanın içimdeki ırsi damarlara ait olduğunu ilk kez bir Anadolu halısının sert zemininde güneşe gözlerimi açarken anlamıştım.
Anlamıştım suyun ve güneşin telaşını
Yaşamamışım sadece
Nereden bilinir
Kime sorulur ki aslolan yaşamak değil midir
Her güne ve her âna tanıklık etmek
Bakın buradayım demek
Acıya göğüs germek
Acıyı dindirmez imiş
Bilemedim efendiler...
Gecenin efsunlu kanatlarıyla günbegün boğuşmak
Rüzgarın şifalı nefesiyle uyanmak
Güneşlere konu olmak
Güneşi selamlamak en nihayetinde
Dalgın gözlerin ardında bir boşluk yakalamak
Boşluğun çöküşü
Bir camın parçalanışı
Dile gelmiş sancılar
Dinmemiş kederlere konu olmak
Değil midir zaten yaşamak
Bir avuç telaşı bir ömüre yaymak
Ömür dedimse
Üç kuruşa beş ekmek bulmak
Değil midir ?
Günün son gidişine
Eşin ve dostun sandıklarınla karşılamak
Bir gülüş biraz çiçek ve sohbetler eşliğinde
Gecenin eşiğine getirmek maksadı
talihin var ise sessizliğin yakıcı yalvarışlarına kulak asmadan
Trabzanlara tutunarak ellerinin nasır tutuşuna aldırış etmeyerek
Derin ve rahat uykulara uyanmak
.jpg)
.jpg)
.jpg)
Yorumlar
Yorum Gönder