Ölüler
Dumanların esiri evlere ait değilsin.
Geride döneceğin bir limanın kalmadı artık
Kendiliğinden kurtulabilmek için miydi
bunca fedaların ?
Muharebenin kazananları
Aydınlık yarınlar içinde zaferlerinin keyfini sürecek elbet.
Ancak artık evi olmayan çocukların
hesaplarını yalnızca sana soracaklar.
Ezilmiş bütün çimenlerin baharı bekleyişinin bedeli
ve yürekleri gencecik atan her sesin
kırılmışlıklarını üstüme alıyorum.
Onlarla birlikte ve onların arasında
yalnızca ben ve sadece kendimle yaşamak istiyorum.
Cefasını bilinciyle tattığım hatalarımı
artık sonlandırmaktayım.
Nemli denizin kokusu
ciğerlerimi yakmıyor artık.
Bakıyorum da kızıl toprağın çocuğu olmaktan
Çok uzaksın.
Haddini öğrenemedin
Korkaklığının esirisin.
Bu saat itibariyle
Sen aşık değilsin
Sevda ile atmıyorken yüreğin
Nefretin ve mermer sertliği sevda cümlelerin bilinmiyor.
Tanımına sığındığın
Üstüne serkeş oyunlar oynadığın kelimelerin içerisinde
yalanını silemedin.
Üstüne düşünmekten kaçınma alışkanlığın
Senin evin haline geldi.
Duvarlarına ve merdivenlerine aşık olduğun şehir
ve uğruna nehirlerce kan akıtılan Tanrıça yok artık.
Ağıtları dinlemekten bertaraf olmuş bir viranesin.
Tanımına yalnızca korkak sıfatı yetmeyen bir varlığa evrildin.
Kalbinin kırılmasına ve acıya olan hassaslığın öyle bir şey yarattı ki
Adım kadar eminim Şair,
o duvarları sen bile yıkamıyorsun.
Bunu düşünmekten ölesiye kaçtığını da elbette biliyorum.
Savrulmayı öğrendin ve hasılı
Ona da sevdalandın.
Onların içinde olmaya alışacaksın.
Yine de güneş renkleriyle doğacak
Pek tabi senin için değil.
Aciziyetini kaybedemezsin.
Kızgın değilim.
Nefretimin yükünü omuzlarımdan attım.
Özlediğim basit hisleri taşıdım şu aralar.
Sen ne kadar değişsen de
İnsanlık aynı kalacak
İnsanlar her zaman
ve maalesef ki
ardında duracak.
Simsiyah bir geceyi
Bu kadar tutkulu seyretmeyeli
Bencileyin bir asır olmuştur.
Genciz,
Ve yine de sevmekteyiz hayatı
bu devirin kılcal damarlarının bile nasıl değişebileceğini öğrendik.
Güzeliz, güzellik tanımını asıl olarak bilip buna muktedir bir asaleti omuzlarımızda taşıyacak kadar.
Yine ve yinelenen bir şekilde
Tekrardan başlatacak kadar bir acı tecrübe yiyip bitiriyoruz bu kurtlar sofrasında.
Her yol ayrımında kefendeki yükleri döküp önüne cezanı bekleyemezsin.
Zamanın keskinliği dışında hakimi olduğun tek bir doğrun bile yok..


.jpg)
.jpg)
Yorumlar
Yorum Gönder