Yapaylık

Günlerden pazar
Bulutlar söz birliği edip toplanmış vanilyalı sahillere
Yağmur olmuş.


Bense
yağmur damlalarının yere düşmesini bekliyorum.
Hangi damlanın pencereye takılı kaldığını
hangisinden akıp geçtiğini ve bir çamura dönüştüğüne tanık oluyorum.
Bu şahitliğim bir suçun beyanı sayılmıyor elbette
gökyüzünde anlamını aramaktan vazgeçmiş bir mavilik buluyorum.
Hangi mavinin beni bu derece derbeder ettiğini hatırlamak istiyorum,
bulamıyorum.
Anımsayamıyorum bu turuncunun beni kapladığı zamanı
üstüm başım yaşam kokuyorken
beni ölümlere çağırıyorsun
ağıtlarla karşılıyorsun beni 
stiks nehrine çağırıyorsun 
o ilk tanışıklığı tattığımız yangın yakan merdiven aralarında
ben, bu ruhu bu karalanmış yüreği
senin eline parçalanmadan vermiştim
senin hatıranın geçtiği her yeri
sulara boğan 
senin sesin oldu sonraları
çığlıklarınla öldürdün duygularımı 
Efendiler,
bu kalem bu da dil 
taşa dönmüş kalpler dolup taşmışken 
kimin kimi ispiyonladığı da henüz bilinmiyorken
beni tutup savurmayın bir kenara nolur..
ve artık çocukça geliyorken geçmiş
 -üstünden ne insanlar geçmiş-
kaosu öğrendiğimi hatırlıyorum
huzuru aradığım bu yolda
ve artık huzura ait olamayacak lekeler taşıdığımı kabul ettim
bir süredir beklediği porselenin soğukluğundan belli olan kahveyi o ilk arzuyla içmeye çalışmayacağım
kendini kandırmaya çalışan
herhangi biriyim artık
sokaktaki karmaşanın arasında kaldığımda 
artık hiç kimse
neden orada olduğumu sormayacak
arkadaşlarımın nezdinde
bu durum bir karamsarlık timsali olarak anlatılıyor
halbuki her gün batımında her sahile inişimde 
uykusuz lodosun saçlarıma dokunduğu her bir anda
ciğerlerime kadar işleyen soğuğun sebebini unutmuyorum.
eğer ahalinin alaya aldığı durum buysa
huyumu üstünlük sayarım
bilirsin 
herkesin bir laneti vardır elbet
lütfuyla yaşatan
unutmamak nezdinde unutulmak
budur diyorum özüm 
yüreğimden eksilemeyen parçam budur benim
belki de
aslını bulana kadar yaşatacağım yeni yalanım 
budur. 


Yorumlar

Popüler Yayınlar