Bir parça hiçlik
Beni bu deli dehlizlerden geçirmeyin
Bu kızıl urganlar dolamışsa boynumu
Bu iyot kokulu sokaklar
Bu loş ışıklı dumanları tüten evler sarmışsa ruhumu
Benim suratıma yapışmış bu hayali mutlululuğu almayın benden
Beni bu koyu kahve gözlerden silmeyin
Doğmuşsa da güneş hüzne batmış tepelerden
Çıkmışsa çıkmaması gereken eller uykularından
Rüyalar paletinden hırsızlık yapan cüceler gelmemişse daha hala seferlerinden
Beni bu yaldızlı kabusumdan uyandırmayın
Beni utançlara atıp da gözümü korkutacağınızı mı sandınız ?
Bu cümbüşü başıma ben diktim
Bu suratı bu hissiz kanı bozuk tiksinç şeyi ben kendi ufacık ellerimle koyuverdim kendime
Düşünün ki bunu her gün
Sanki bir nimetmişcesine hep o konuşmalar tartışmalar gülüşüp oynaşmalarımda kullandım
Suçumu ödül bilmekle yük edindiremezsiniz bana
Aslında
Fark ettiğinizde
Benim bu maskemi ve 'sahte' ithaf edilen hareketlerimi açığa çıkarmak
Sırrı bozmak sayıldığı için
Suçlu siz olmakla beraber affeden ben olmalıyım
Çünkü ben her zamanki gibi yine de
Kendime çizdiğim o sulak yolda yürümekle mükellefim
Sadece bir kereliğine de değil hem de
Bu dönüşler bu fark ediliş bu çığlıklar
Yabancı değil bana
Damarlarımdan akan kanın her atışında kendini bir sonraki noktaya
Bu turunculu dünyaya bir düğüm atmakla itham edildiğimin bilinci ve ağrılara yol açan hüznüyle ..
Velhasılı efendiler
Beni kendime tanık eylemenin cellad ilan edilmemden pek de bir farkı yok
Biliniz.
Yorumlar
Yorum Gönder