Gri çınar

 Kızıla boyandı kaldırımlar

bir yığın sağanak yedi sevdalar

varsın sizde kalsın

limanlar, buluşmalar

ve keyifle içilen o kahve molaları

ben

yüreğimde nergis kokulu asi bir yalnızlık ve dağlara rest çekmiş bu gençliğimle 

alevlerime koşuyorum

belki de keder yüklü omuzlarım ve 

kaybedildiği başında belli bir savaşın enkazından çıkmış bir halde

 karşınızdayım gülümsüyorum sizlere

haykırışlarım bitkin ve soluk

yıkıldım betonların griliğinde

ve fark ettim 

değerlerin değersiz yükünü..

gayrısı yok yakarışlarımın 

biliniz efendiler

korkum kalmadı 

makineleşmiş suratlara

ne söylesem

zehirlenmiş kelimelerin esirinde kalacak söylevim

biliniz diye kırmızılara sığınmam işte bu yüzdendir

çünkü ben

belki de 

orada

gemilerin bile unuttuğu 

bu izbe limanda

ay ışığıyla yoğuruyorum menekşelenmiş kalbimi

sevdalarım ve kaygılarımın
sizlerin ağırlığına yetişememesi bundandır

korkmayın 

bedelini ödediğim bekaretlerim var benim

karanlığa sarf ettiğiniz o kelimeleri ve yangınlara savurduğunuz o parlak ve elemli duyguları

 bir atmacanın beyaz ve ürkek tavşanı yakalaması gibi saklıyorum zihnimde

belki de kızıllığa boyayamam geceyi

ama isyanıma ancak bu yakışır 

bilirim

ve öyle miskin kaldım ki 

efendiler

çarenin çaresizliği olmak yolunda adımlarım sert ve tamahkar.





Yorumlar

Popüler Yayınlar