Zencefil kokulu gömlekler ve sır gibi saklı kalmış ormanlar.
Bekliyorum öylesine..
en çok da hissizliğimle hem de
ansızın başlayan yağmura aldırmadan inatla devam ediyorum suskunluğuma
sokaklar yol oluyor
kıvrılıp akıyorlar caddelere
ve koca şehir önümde bir kaldırım kenarı oluveriyor
yavaşça çöküyorum o kaldırıma
bir sigara daha yakıyorum
gidişini kabullenemeyişimin mağrurluğunu gizliyorum o dumana
en çok da gülümsemeyi özlemişim seninle
serin dalga sesleri çırpınan bir kuşa umut oluyor sanki
ya da sesinin o ince melodisi mi bu evsizin serzenişi ?
bilemiyorum
zira çok da önemli gelmiyor nedense sonra
gün batımını izleyen insanları seyrederken fark ediyoruz nedense daha çok
ayrılığın ne çok bekleyişle doldurulduğunu
komiktir içi boş olan bir odayı hep dolu sanmamız bu yüzden.
bir akarsu kenarında soğuk ve hışımla akan o suya dokunuyor ellerim
alıp götürüyor beni, bizi ve bütün tozlanmış hislerimi
daha temizlenmedim
ruhum hep gri kalacak biliyorum.
ama sen EY kırmızılar hükümdarı
sen hep o kabuğa sarılı kalacaksın
hüznümde.
Yorumlar
Yorum Gönder