Sarılık..

Ve bir süre daha dolaştı sessiz adımlarla
Yürüyüp gitmek
Anlamsız bir keyif veriyordu
Nedense unuttu bunu sonra
Zaten ne kalmıştı ki gün batımından arta kalmış bu nehirlerde

Kendince bir siyaha dalıp gitmişti
sırt çevirip
ardında bıraktığı bütün limanlar karşısında cayır cayır yanmaktaydı
O an gözleri
yeşil bir serzenişle aradı güvertede
yaşlı adamı
derbeder duruşuna inat
saçları gözlerinin önüne geliyordu

Belki de
dedi
kelimeler oturmuştu boğazına
Yanan odunlardan çıkan o sert koku ciğerlerini yakıyordu
bu alevlere alışkındı aslında
deli bir cesaretle gezindiği bütün şehirler
sanki karşısındaydı

Oysa ?

Sandığından daha büyük bir hayal miydi bunlar...

Yoksa
Sert grilikler
gerçekten de
inat edip dikilmiş miydi karşısında

Gözlerimin içine bak !
Diye haykırdı
denizci..

Denizcinin ağzından yıllar sonra çığlıktan başka duyduğu ilk net ve tok sesti bu.
döndü ve sustu
Bir sigara daha yaktı
Kendince gülümsedi işte
Avarenin tekiyim ben dedi
İçinden
hatta yüreği bile
duyamadı bunu


An be an
Kafamın içindeki hayaleti kovalıyorum
gitsin diye tütsüler yakıp
İlahiler söylüyorum mermerden tanrılara

Ama o
Kan saçlı tanrıça gitmiyor
Bir gün bile...

Yorumlar

Popüler Yayınlar