Kırık belki bir saat

Ve bir parkeye düşen o ince damlayla başlamıştı her şey.
Sokağın köşesindeki demirlere yaslanmış elindeki sigara sönmek üzere olan üstü başı döküntülerle kaplı adam
Nedense uzun geldi bu cümle
Siktir et dedi yüzünde hafif bir gülümseme olmuştu
Ellerine baktı solgun gözleriyle
Kendi içinde dalıp gitmişken sigara sönmüş, yağmur iyice artmıştı damlalar ellerini ıslatmaya başlamıştı.
Ellerini silkeledi ve omuzlarına kadar çökmüş kafasını kaldırdı 
Hava kararıyordu iyiden iyiye ve insanlar gene o telaşlı halleriyle kaçışıyordu oraya buraya
Bu telaş nedense ona keyif vermişti.
Onlarla bu kadar iç içe olup onlardan nasıl bu kadar uzak düşüncelere dalabildiğini düşündü.
Geçmişe dair düşünceler geldi gözlerinin önüne
Ve gözleri ıslanmıştı biraz biraz
Yağmurdan değildi,
Hayır bu içinden gelen bir ıslaklıktı.
Onlarca acı ve hüzün istemsizce çıkıyordu gün yüzüne
bir hatırayı yakacak bir anıyı hatırlamaya başladı
Kendi kendini teselli ediyordu
Sonra gene derinlere inince fark etti ki 
Daha önce başkaları olduğunda da bir bok değişmemişti
Daha kendisi bile zar zor anlıyordu 
Üç beş sene hayatında olmuş birisinden daha fazlasını beklemek biraz aptallıktı
Bu fark ediş daha çok kırdı.
Ama zaten kırık döküktü içerisi 
Bir savaş enkazına girer gibi hissediyordu bazen kendisiyle baş başa kaldığını fark ettiğinde
Narin ve ürkek adımlar atıyordu
Her adımında yıkılıp dökülecek bir eski tahta parçasına ya da sert bir duvarın başının üstüne yıkılmasından korkarcasına
Nitekim bazen öyle de olmuştu.
Bu direniş içeridendi 
İsyanlarda olduğu gibi
 Susuyordu sadece 
İyiden iyiye denizciye benzemeye başlamıştı
Başlarda onu başka birisi sanıyordu
Yaşlı adamı da bilge birisi 
Ama sanırım ikisi de 
Ondan başkası değildi
Sadece giderek onlar gibi olmuyor
Onlar oluyordu
Bu kadar ayrı birisi değilmiş meğerse
Bunu geç fark ettiğini sanıyordu.
Halbuki daha başlardaydı belki de 
O düşünceyi sinirle karşıladı ve sigaraya uzandı 
Bundan öncesi yetmemiş gibi bir de devam edecek olma düşüncesini hala tam olarak kabul edebilmiş değildi 




Durduk yere bazen metroda kalabalığa karıştığında ya da sessizlik dolu bir parkta 
Aklına geliyordu eskilerde keşfettiği şiirler
Peşini bırakmıyordu bazen işte
Onlarla da yüzleşmesi gerektiğini fark etti 
Yoksa en başından beri biliyordu galiba
Çok konuştum yine de 
Giderek susmak gerekiyor 
Belki de en çok konuşmam gereken zamanlarda…

Yorumlar

Popüler Yayınlar