Ankara



Uzun zaman oldu
artık her ne kadar eskiden nefret etsem de zamanla fark ediyorum ki
yazmak benim için kaçınılmaz sonlu bir şeye dönüşmüş ve olmadığı sürece kendimi yiyip bitiriyorum.
eskiden insanlardan uzaklaşıp sakinleşmek iyi gelirdi biraz olsun huzur bulurdum
şimdiyse sadece hayatımın kaosunu daha da başıma sarmak dışında bir şey olmadığını gördüm
sadece...
aldığım her kararın ne kadar yanlış olduğunu düşünmeden edemiyorum
huysuz piçin tekiyim
çekilmez ve aksiyim
biraz griyim aslında
yıkanmaktan rengi solmuş beyaz bir tişört gibi hemde
çekilmez görüntüsünün acınası haline rağmen yılların anılarıyla giymeye devam ettiğin
ve ne olursa olsun devam etmem gerekiyor
yoruldum
sinir küpüyüm
fark etmez diyerek devam ediyorum yoluma
ama asıl fark burada başlıyor sanırım
ciğerlerim daralıyor
sanırım sigarayı da artık bırakmam gerekiyor
dışarı çıkıp hayatıma devam etmeliyim
gene yanlış insanlara güvenip
iyi niyetlerin suistimal edilmesini seyretmeli
sonra kahrolmalı
ve insanlara ne kadar zarar verdiğimi düşünüp dibe batmalıyım
tekrardan.
bir süre dinlenip gene tutunmalıyım hayata
yeniden birilerine değer vermeliyim
belki yeniden bir şehre giderim
en başından karanlık sokaklara dalarak
evsiz çocukların solgun ellerine ekmek uzatmalıyım
ya da uzaklarda bir yerlerde
hala var olan bir tanrıya ulaşmak için bugünden itibaren
gözlerimi kapatıp yürümeliyim
ya da ne fark eder
şuradan çıkıp hayatımı daha da berbat hale ve kırmızılara boyasam acaba
acaba şu an çıkıp kendimi denize atsam
karanlığa boğulsam
karanlığımda boğulsam
sonra yetmezmiş gibi alevlere kafa tutan devlerin önünde diz çöksem
ve beni tanrıçaya ikram etseler
keskin yaşlı bir bıçakla
sonra gözlerimi açsam
bir sel olsam
yahut rüzgar
essem dağlara doğru
derviş olsam mesela
mesela sussam
sonsuzluğa kadar
insan olduğumu unutacak kadar sussam hem de
öylesine bir sussam ki
en sonunda hiç konuşamasam
sanki hiç yokmuşum gibi devam etse devran
belki de zaten hiç var olmamalıydım.
özür dilemenin hadsizliğiyle cezalandırsalar beni
sanki yetmezmiş gibi sevda prangaları
elem diye bir çukura atsalar beni
iyiden iyiye bokunu çıkarayım duygularımın
körelteyim hislerimi
ellerimle yoklayarak bulsam mesela yolumu
ne olurdu
sanki
her neyse beni ben yapan
yok olup gitse bir anda
yaprakları savururken sonbahar
beni da öyle alıp götürsen dünyadan
insanlığın insan olmayı becerememiş yanlış konuşan zarar veren bireyi olarak
çekip gitsem
azrail alsa mesela
hadesin tarlalarına atsa
hoş zaten hangisi hangisiydi bilemiyorum artık
hangi tanrının kuluydum
hangisiydi beni yaratan
acaba hangi tanrı kime kızdı ki
ben bu haldeyim
sonra bir güvercin adını söylese bana
bir yağmurla gelen o serin hava gibi essen kalbime
ve bitse bütün bu kabuslar
Ey diye haykırsa tüm devran
cüceler önünde diz çökse mesela
doğa ana ağlasa
sırf sen geldin diye
ne olurdu ? 





Yorumlar

Popüler Yayınlar